“Terapi almak” eylemi günümüzde hâlâ büyük bir önyargı. Taraflardan biri ilişkiyi kurtarmak adına her türlü çabayı gösteriyorken karşı tarafın hareketsiz bir tutum geliştirmesi ilişkinin kurtarılamaması adına bir sonuç verebilmektedir.

Peki ya çift terapisi almak gerçekten etkili mi?
Bu soruya en iyi verilecek cevap ise tarafların ilişkiyi kurtarmaya gönüllü olup olmadığıdır. Çift terapisi almak istiyor ve halihazırda soru işaretleriniz var ise kendimize şunu sormalıyız: “İlişkimi kurtarmaya gönüllü müyüm?”
Çift terapisi alma isteğinde olan çiftler için elbette ilişkiyi kurtarmaya gönüllü olduklarından bahsedilebilir.
Genellikle çiftler, terapi sırasında onaylanma ihtiyacından ötürü haklı olduklarını bilmek isterler. Ancak çift terapisinde asıl amaç sizin haklı veya haksızlığınızı belirlemek değildir. İlişkide var olan yaraların sarılması adına çözümler üretmenizi sağlamaktır.
Çiftler, kimi zaman haklılık onayını hedefledikleri için partnerlerinin yaralarını görmek konusunda zorlanabilirler. Yaralarını göremediğiniz partnerinizin, yaralarını sarmak konusunda da başarılı olamazsınız öyle değil mi?
Dolayısıyla hedef, çözüm üretmekten önce yaralarımızı görebilmekten geçiyor. Yaralarımızı görerek, anlaşmazlık noktalarını çözebilmek becerisini kazanabilmek, birbirimizin hissettiklerini anlamaktır.
Bu sayede çift terapisinde ilişkinin kurtarılabilirliğini sağlama yolunda sağlam adımlar atmış oluyoruz.
Terapi almak konusunda önyargı konusuna tekrar değinirsem şunu söylemek isterim. Terapi almak, sizin için olumsuz etiketlere sahip olduğunuzu ifade etmez. Tam aksine problemlerinizi çözmek için sahip olduğunuz farkındalık potansiyelini gösterir. Bilinçsiz insan terapi almaz. Toplumda bahsedilen etiketlere sahip insanlar değişimi kabul etmedikleri için terapi almayı reddederler. Terapi almayı seçen kişi sağlıklı olan taraftır. İnsanız, süper kahramanlar dahi terapiye ihtiyaç duyar.

Paylaşın
677 kere okundu